Kırılım Zamanı

Mars Satürn kavuşumu, Merkür Neptün kavuşumu ve Jüpiter Plüton kavuşumuna şahitlik edeceğimiz günler. 
Öncelikle şu anki en önemli gündem maddemize medikal astroloji başlığı altında bakalım.
 Klasik astrolojide virüsler ve bakteriler Merkür ile bağdaştırılır.
 Neptün için ise bir sınırları aşma teması düşünebiliriz. Bu mesela bir kanser ise metastaz ile yayılımını, bir bulaşıcı hastalıkla kolaylıkla daha genişçe sınırları aşıp yayılımını düşündürebilir.
 Merkür Neptün kavuşumu bulaşma ve salgının yayılışı açısından risk olarak görünebilir bu bilgiler eşliğinde. Üstelikte bu kavuşum Balık burcunda (olayın muhtemel olarak kabul edilen ilk başlangıç aşamasında da bu iki gezegenin açısal bağlantısı söz konusuydu.
 Kozmobiyolojiye göre mikrop ve virüsler, daha çok Plüton ve Uranüs ile birlikte düşünülür.
 Plüton aynı zamanda medikal astrolojide mutasyonlarla alakalı olarak kabul edilir. ☹
 Bu durumda Jüpiter’in Plüton ile Merkür’ün de Neptün ile kavuşuma ilerlediği ve bu transitlerin kesinleşeceği bir hafta gerçekten de kritik bir aşamada olduğumuzu işaret ediyor.
 Bunun yanında Mars medikal astrolojide ateş ile seyreden hastalıklar ile bağdaştırılır.
 Satürn kronikleşen ve ağır hastalıklara dair olarak kabul edilebilir.
Kolay bir hafta değil ne yazık ki…

Satürn’ün disipline eden, düzen ve organize eden, yapılandıran etkilerini dikkate aldığımızda bu haftanın etkilerini daha iyi okuyabilmek için şu ana kadar neler yapıldığına bakmak gerekecek. Hem bireysel hem de toplumsal olarak… Zira Satürn çaba yasasını çalıştırır. Yani verdiğimiz emeğin cevabına hizmet eder.
Konunun gündemdeki yerini almasından bu yana ifade ettiğim gibi bir kırılım-eşik aşamasına giriyoruz. Yani ya alınan önlemler ve olayın ciddiyetini anlayıp üzerimize düşeni yapmak sayesinde olayın disipline edilmesi, sınırlandırılması, sınırlandırılması adına kullanılacak tıbbi kaynakların ortaya konulması (aşı-net bir tedavi metodu v.b.)söz konusu olacak ya da bunu yani organize olup, kendi gücünü yapılandırma hikayesini covit 19 yapacak. ☹

Her durumda ben Satürn’ün Kova burcuna geçişi ile birlikte aslında bir fren etkisi yapacağını ve ardından gelen Oğlak burcu seyrindeki gezegenlere bu fren etkisini aktaracağını düşünüyorum. İlk durak. Yani bu hafta salgının yayılımı önüne bir duvar çekilemese bile bunun ilk aşaması gerçekleşti.

Bu haftaki Mars Satürn kavuşumu da aslında yeni bir döngü başlatıyor ve bu bence Jüpiter Plüton kavuşumu öncesinde hız kesen ve nispeten durduran nitelikte bir etki bile yaratabilir. Öyle umuyorum ve diliyorum.

Bu konudaki yorumlarımı Ocak ve Şubat aylarında sizlerle paylaşmıştım. Bu ikilinin yaklaşık 2 yılda bir araya gelmesi yeni bir döngü başlatıyor ve bu başlayanlar uğraştırıcı, mücadele, dirayet isteyen şeyler oluyor. Bu kez belki de olması gerçekten gereken bir şey oluyor.

Sürecin bir günde sihirle değnekle sona ermeyeceğini her açıdan yarattıklarının telafisi, tamiri adına bir yeniden yapılanmanın gerektiğini biliyoruz.
Toplumsal kurallar yeniden yazılacak. 
Bu konulardaki anlayışımız değişecek. 
Ve yeni düzeni kurma, işletme, bunu bir istikrarlı ve işe yarar hale getirme çabası söz konusu olacak.

En nihayetinde Jüpiter Oğlak burcu geçişi ile başlayan sürecin Satürn Kova burcu geçişi ile birlikte ilk aşaması tamamlandı.
Şimdi artık SATÜRN MARS KAVUŞUMU ILE YENI AŞAMANIN HAREKET PLANINI OLUŞTIRACAK.
Yıl içinde olacak Retrolar ve transitlerin bu sebeple tekrarlaması ise bu zorlu hareket planının sabır ve güç gerektireceğini düşündürüyor.
Aralık ayında 0 derece Kova burcundaki Jüpiter Satürn kavuşumu hikayenin başka bir şekle bürüneceğini belki de gündemin değişeceği başka şeylerin öncelik kazanacağını düşündürüyor.

Bizim bu yeni sağlık, para, iş, aile, değerler düzenine adapte olmamız var olanı sorgulayıp daha iyi ve hem kendimize hem de tüm insanlığa faydalı olanını yaratmak için neler yapabileceğimize bakmamız şart.
Bunun bir dinlenme dönemi olmadığını, aklımızı kullanarak kendi çözümlerimizi bütüne fayda sağlayacak, zarar vermeyecek şekilde üretmemiz gerektiğini hatırlamak gerekiyor.
Uzun vadeli hedefler belirlemek çok mümkün olmasa bile bunlara fayda sağlayabilecek kısa vadeli plan ve programlar yapılabilir.
Harekete geçirmemiz gereken ve durup odaklanmamız gereken şeylerin ayrımını iyi yapmak çok önemli.
Sıkışmış ve çaresiz hissettiğiniz noktada bu dönemde gelişim adına kendime neler katabilirim diye düşünün.
Gelişim, iyileşme, yenilik, mantığı ve bilgiyi işin içine katıp ileriye daha emin adımlarla yürüyebilme, gayreti, hedefi, tecrübeyi, motivasyonu ortaklaştırıp organize edebilme adına birey olarak neler yapabilirim diye düşünmek gerekiyor.
Bunu bir insan olarak düşünün.
Bir eş, anne, baba, evlat olarak düşünün.
Yaptığınız iş her neyse o mesleğin ilerleyeceği yol olarak düşünün.
Toplumun bir parçası olarak düşünün.
Gelecekte siz yaşamayacak olsanız da o gelecek için neler yaptığınızı ve ne izler bırakacağınızı düşünün.
Yani insanlık adına, kendi insanlığım adına, sevdiklerim ve gelecek adına neler yapıyorum ve neler yapmalıyım diye düşünmek için ideal zamanlar.

Eğer bizim düşüncemiz, kaygımız ve çabamız sadece dar çevremiz ve duygusal bağlarımız üzerine yoğunlaşıyorsa bu süreçten almamız gerekene yeteri kadar odaklanamıyoruz demektir.
Kova burcunun derslerine giriş yaptık. Toplumsal, insanlığa hizmet eden, herkese fayda sağlayan düzene inanmak ve bunu beslemek gerekiyor. YANİ İYİLEŞMENİN SADECE BİREYSEL DEĞİL ORGANİZE OLARAK YAPILABİLECEĞİNİ GÖRMEK VE KABUL ETMEK ADINA BU SINAVLARDAYIZ. Ayrışmanın, katılaşmanın, otorite ve güç adına vicdani değerleri geriye atmanın, maddesel olanı sevginin verebileceklerine tercih etmenin sonucu böyle bir sınavla karşı karşıyayız.

Bu günlerde bile hala sen ben kavgasına tutuşan, aklı fesat ve zarar vermekten yana çalışan kişiler, kendini korumaya alırken başkasına ne olduğunu umursamayanlar, bu süreci avantaja çevirmek yani yine kendi çıkarlarını korumak için uğraşan zihniyetler, zararı sadece kendilerine vermiyorlar ruhsal olarak. Bütünün kirlenmesine hizmet ediyorlar. Onlara kızmak ve tepkisel davranmak da aynı şekilde.

Egoların zihinsel, kişisel ve duygusal olanından en çok sakınmamız gereken zamanlardayız.
ÇATIŞMANIN VE SADECE BİREYSEL ODAKLI DÜŞÜNMENİN BİRLİĞE ENGEL OLDUĞUNU, ÇATIŞMA DURMADAN ORGANİZE BİR HALE GELEMEYECEĞİMİZİ, BUNU YAPAMAZSAK DA COVİT 19 A ÇARE BULUNSA BİLE İNSANLIĞIN BU SINAVI GEÇEMEYECEĞİNİ VE BAŞKACA SINAVLARIN KAPIDA BEKLEDİĞİNİ GÖZ ARDI ETMEMEK LAZIM.

 

Sevgilerimle
Dr.Samiye Özbaş Soysal
 
© Astrokarmik. Tüm hakları Dr. Samiye Özbaş Soysal’a aittir. Hiç bir şekilde izin almadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.